SARHOŞ
A dam sarhoş. Saçı sakalı birbirine girmiş. Üzerindeki pantolon yamalı, ayağındaki ayakkabı yırtık, gömleği üstten bir düğme atlanmış, o düğme de adamın zamandan koptuğu gibi kopmuş. Adam sarhoş. Kimse umurunda değil, kimsenin de o umurunda değil zaten. Sahil kenarında bir bankın üzerinde, orada bir tek kendisi varmış gibi oturuyor. Denizin dalgasına şarap şişesi ile kadeh kaldırıyor ve bunu yapmadan bir yudum bile içmiyor. "Şerefine hırçın deniz" diyor ve bir yudum alıyor şaraptan, kendi ekseninde sallandıktan sonra "sana da şerefe diyor dertli kaya. Ne dayak yedin be gece gece." Adam sarhoş. Kendi kendine konuşuyor. Uzanıyor bankta boylu boyunca, tam sızdı derken doğruluyor. "E diyor sen misin denizi seven? İşte böyle yersin tokadı." O öyle dedikten sonra dalganın her kıyıya vuruşu, denizin kayalara attığı bir tokat gibi kulağımızda yankılanıyor. Az sonra yağmur çiselemeye başlıyor. "Adam öfkeyle kalkıp ayağa, gördün mü bak? Beğendin mi yaptığ...