Kayıtlar

Büyük Binaların Küçük Odaları

Resim
                                                                                                                                            Büyük Binaların Küçük Odaları                                                                       “İLK ADIM”      Nereye, ne zaman, neden, nasıl olduğu fark etmeksizin, yeni başlangıçlar için attığımız ve atacağımız her ilk adım önemli. İlk adım yolumuzu gösterir ve yönümüzü belirler. Sonraki atılacak h...

TENERE & AŞEKA

Resim
  Ben sahra çölünün ortasında yıllara meydan okumuş yalnız ağaç, Tenere. Gücümü yalnızlıktan alıyorum. Unutulmuşluktan… Öyle bir güç ki bu; En yaşanmaz koşullar altında bile dimdik ve hep yeşil kalabilmeyi başarıyorum. Savaşı kaybetmiş bir ormanın son neferiyim ben, adım Tenere. Hayatta kalabilmeyi az ile yetinebilmeye borçluyum.  Bir de beklentisizliğime…   Gözden uzak, gönülden de ırağım. Gecesi gündüzünü tutmayan, Kafası karışık, Ya siyah ya beyaz ortası olmayan, Gündüz kavurup gece donduran bir iklimin ortasında, Şartlara direnen, çelimsiz, yalnız bir ağacım. Sen Aşeka! Benim güçsüz yanımsın. Sorgusuz sualsiz yalnızlığımın orta yerinden sarıldın. Sana anlattım: Bu topraklar su nedir bilmez. Bizi ısıtıyor sandığın güneş kurutur. Sıcaklığı da çok uzun sürmez. Bir an sırtını dönüverir bize gece olur. O vakit sarılmış olmamız ısınmamıza yetmez. Ben gücünü yalnızlıktan alan Tenere. Sense kendini bana sarmış Aşeka. Sen yeşerdikçe ben kuruyorum, görmüyorsun. Beni sardığın he...

Sen & Ben "Sonrası Bugünün Konusu Değil"

Resim
                                     Kimim ben? Bir yanı tamamıyla buz tutmuş, Bir yanının sıcaklığıysa sadece kendine yetecek kadar kalmış olan, Herkesten önce kendini seven, Her şeyden uzak, Benliğine yakın, Yalnızlığına sadık, Değişime değil gelişime inanan, Kurallarına bağlı, İlk gün neyse son gün de o, Çıkar veya korku karşısında eğilip bükülmeyen, Esnek olmadığı için kırılgan, Kazanmak kadar kaybetmeyi de bilen, Yarını düşünmekten bugünü yaşayamayan, Takıntılı, yorgun, yalnız, inadına bütün, dediği dedik, her daim halinden memnun, sıradan bir adam. Yalan mı? Hayır. Beni tanıyan insanların hepsi bu saydıklarımın bende var olduğunu bilirler. Eksik mi? Eksik. Beni tanıyanlar, daha iyi daha kötü birçok madde ekleyebilirler. Neden anlatıyorum beni sana? Nedeni yok. Tanışıyoruz. Günlük hayatımızda da insanları kendilerini bize anlattıkları kadarıyla tanıdığımızı sanm...

Adam Denize Küs Kadın Sevdalı

Resim
                                                                                            ADAM DENİZE KÜS KADIN SEVDALI      Kendisinden başkasını duymayan, görmeyen, bilmeyen insanlarla dolu bir labirentin içinde birbirlerinden habersiz yüzlerce insandan biriydiler. Adam her gün sıkıştıkları labirentin içinde bıkmadan, usanmadan feraha erecek çıkış yolunu arıyordu. Bu arayış belki de  yıllardır sürüyordu. Adamın yeni umutlarla başladığı onlarca, yüzlerce farklı yol vardı. Ama her yol bir uçuruma veya bir deniz kıyısına çıkıyordu....

İzlemek & Yaşamak

Resim
                                                                     Sen kışı izliyorsun Ben yaşıyorum Tipinin ortasında titreyerek yapayalnız Dar bir sokaktan geçiyorum Durduğum yerde kalırım, Yürüyorum Pencerenin arkasında  Elinde kahven, yanında keyfin Perdeyi sıyırmış, kar izliyorsun Beyazın ürpertici gücüne vurgunsun Sıcak odandan soğuğa imreniyorsun Aynı güne uyandığımızı Aynı şeyi yaşadığımızı düşünüyorsun. Yanılıyorsun. Aç pencereni,  Bir de öyle bak! Ben kışı yaşıyorum. Sen izliyorsun. Söz: Hakkı Elikara

Kış

Resim
Güneşli bir günde herkes yürüyebilir sizinle Yağmurda yürümez İşte o yüzden ben kışı severim Ve inadına geceyi Herkes çekildiğinde köşesine Soğuk yüzlü ayaz aldığında gökyüzünde yerini Tir tir titretirken bedenimi Sıcak yatağında beni düşünenleri değil O soğukta benimle üşüyenleri severim Ve ben az severim Çok da sevilmem zaten Çünkü sevilmek için doğru olandan vazgeçmem  Kendim olmak için geldiğim dünyada, birileri öyle istiyor diye değişmem. Söz: Hakkı Elikara

SARHOŞ

Resim
  A dam sarhoş. Saçı sakalı birbirine girmiş. Üzerindeki pantolon yamalı, ayağındaki ayakkabı yırtık, gömleği üstten bir düğme atlanmış, o düğme de adamın zamandan koptuğu gibi kopmuş. Adam sarhoş. Kimse umurunda değil, kimsenin de o umurunda değil zaten. Sahil kenarında bir bankın üzerinde, orada bir tek kendisi varmış gibi oturuyor. Denizin dalgasına şarap şişesi ile kadeh kaldırıyor ve bunu yapmadan bir yudum bile içmiyor. "Şerefine hırçın deniz" diyor ve bir yudum alıyor şaraptan, kendi ekseninde sallandıktan sonra "sana da şerefe diyor dertli kaya. Ne dayak yedin be gece gece." Adam sarhoş. Kendi kendine konuşuyor. Uzanıyor bankta boylu boyunca, tam sızdı derken doğruluyor. "E diyor sen misin denizi seven? İşte böyle yersin tokadı." O öyle dedikten sonra dalganın her kıyıya vuruşu, denizin kayalara attığı bir tokat gibi  kulağımızda  yankılanıyor.  Az sonra yağmur çiselemeye başlıyor. "Adam öfkeyle kalkıp ayağa, gördün mü bak? Beğendin mi yaptığ...